Kayıtlar

Şubat, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yenilgi

Resim
İnsan dermanını nerde olsa tanır Kuramsal bir derdin pençesindeyken  Gözlerin tamamlıyor gizlerime çizdiğim  Tablonun eksiğini Ama hayata tutunmanı  Elinden tuttuğun kişi sağlamıyor Bir yanlışa ancak böyle gidilir Hataların hep kusuru olacaklar geleceğinin Sarsılabilirsin, Sıkı tutun hayatına değiniyorum Sallanmak için berbat bir evin beşiğine doğmuşsun Kötü kaderin hep kederin olacak belli ki Benim penceremden görünen; Ailen anonim bir çekirdeği toplumun Annen sende kendini görünce sevememiş seni Kardeşin senden çok küçük O yüzden asla sevmedin onu Babansa sana hiç sarılmıyor Ve saçların dışında her şey kötülüğe uzuyor,  Delirmek için daha neyi bekliyorsun? Gölgenden kaçtığın yerlerde keşke kendine rastlasaydın Şimdi nereye gitsen kusacak seni ortamlar Denizin ortasındaki ada feneri gibi parlayacaksın, Kurtuluşun yok! Ah! Öğrenmeliydin işte zamanında  Birazcık siyaseti ve reddetmeyi bazen Fakat artık çok geç! Şimdi her davete icabette sıkıntıdan boğulacaksın. Bana azıcık güvenseydin k

Ruhsal Dönüşüm

Resim
Günün bir önemi yok yine bir akşam arkadaşlarla buluşmuş içiyoruz... Zaten biz her akşam arkadaşlarla buluşup içiyoruz. Olay bu değil! Olay, içtiğimiz mekânın bulunduğu binanın yıkılması, sonrasında da işletmenin tamamen lağvolması. Dönüşüm, sadece kentsel anlamda olmuyor. Eskişehir Restaurant'ın yıkılması bizim için ruhsal anlamda büyük bir yıkıma neden oldu.  Şimdi, koyu sohbetlerimiz esnasında kulaklarımıza çalınan ses yine Müzeyyen Senar'ın o muhteşem sesi ama ambiyans o ambiyans değil. Keşke hayatımızdaki bazı çok değerli anlar, anılar ve mekânlar dönüşümsüz olsalar. Keşke her şey bir şeye dönüşmek zorunda olmasa!  

Devlet

Resim
Yapışmışız devlet ananın muhafazakâr göğsüne Yıllardır emiyoruz da gıkı çıkmıyor Yüreğinde zaruri bir şefkat   Kapışmışız alanlarda mazlumların namına Emekçi mahiyetinde Sırtımızda ağır bir gürz darbesi Sol yanağımızda saçma sapan bir tokat   Çekilip köşemize Usluca kapatmışız dosyamızı Ve kaybetmişiz hükmümüzü saçak altlarında titrerken. Sen iyisini, en iyisini bilirsin Mühür sende devlet   Gürül gürül marşlarıyla direnişçilerin yıprattığı Haydut denizin sığ sularına Cılız bir kelime dökülüyor toplum nehirlerinden: -Feryat, feryat, feryat!-